ZAYIFLAMAK İSTİYORUM…

KALICI ZAYIFLAMA Uygun koşullar olmadığı zaman, başka bir seçeneğimiz kalmadığından bazı alışkanlıklardan kurtulmuş ve başarmış gibi hissederiz. Günlük hayatınızda 2 saat sigara içmeden duramazken, 20 saatlik bir uçak yolculuğuna çıktığınızda bu süre içinde sigara içmeden yolculuk yapabilirsiniz. Çünkü koşullar uygun değildir ama koşullar değişir değişmez hemen aklınıza ilk gelen şey sigara yakmak olacaktır.Kilo verirken de maalesef aynı sorun geçerlidir. Kendimizi uzun süre, aylarca bir kampa kapattığımızda başka seçeneğimiz olmadığı için kilo veririz. Ama bu durum bahçemizde ki yabancı otları temizlerken onları biçmek gibidir. Koşullar uygun hale geldiğinde, yağmur yağdığında, bahar mevsimi geldiğinde o biçtiğimiz zararlı otlar yeniden büyür ve bahçemizde ki yararlı otlara zarar vermeye başlar.  Oysa ki zararlı otları kökünden sökersek koşullar nasıl olursa olsun tekrar büyüme olasılığı yoktur.Aylarca kampta kaldık, zayıfladık, hedefimizi yakaladık. Sonra kendi hayatlarımıza geri döndük, aynen üstten biçilmiş ot gibi, koşullar değişti, hayata yüklediğimiz anlamlarla doğru orantılı yaşadığımız streslerle birlikte eski alışkanlıklarımızı hortlatan koşullarda yaşamaya başladık ve altta kökleri duran bu alışkanlıklar bir iki geri gelmeye başladı. Ve beraberinde tabii kilolar geri gelmeye başladı. Çünkü bu güne kadar stresle baş etme yolu olarak yemeği seçmişiz.Kendi koşullarımızın içinde üstesinden gelmeyi başarabilirsek işte o zaman kilo sorunumuzu kökten söküp atabiliriz. Herkes zayıflamak ve değişmek istediğini varsayıyor ama…

Read More...

BAŞARANLAR KULÜBÜNE HOŞGELDİN

                          KİLOLUYUM; Benim için durum kabul edilebilir değil… ZAYIFLAMAK İSTİYORUM. diyorsan; Çözüm sandığından çok daha kolay. Kilo vermeye çalıştıkça daha kilolu bir hale geliyorsan, başaracağına inancın kalmamış ve artık ben yapamam diyorsan derin bir uykudasın demektir. Ve bu uyku hali de maalesef bu sistemi devreye sokanların besini oluyor. Bu sadece ticari bir eylem. Aksi olsaydı zaten dünyada kilo problemi katlanarak büyüyor olur muydu? Bizim gerçekte bireysel olarak potansiyelimizi ortaya çıkarmaktan başka bir şeye ihtiyacımız yok. Neden her yıl kilolu insan sayısı önceki yıllardan daha fazla? Çünkü inandırıldığınız bu ümit olarak sunulan şeyler aslında tamda bunu sağlamak için. Sisteme bağımlı köleler yaratmak için. Yanlış beklentileri bırakın ki sahtekarlıkları daha net görebilesiniz. Bir avuç şundan ye, istediğini ye zayıfla gibi mantık dışı uygulamalara inancımız nereden kaynaklanıyor? Haplardan, cd’lerden, taytlardan, altın çilekten, gojibery’den, elma kromdan, mide balonundan, hipnozdan, kendisi bu psikolojiyi hiç yaşamamış umut tacirlerinden vs vs vs medet umuyorsan ilüzyon dünyasında yaşıyorsun demektir. İlüzyon! Bir kutu kapsül sizi kalıcı zayıflatabilir mi? Diyet bilinci de öyle, mide kelepçesi de, balonu da.. Mide balonu çıkar verdiğin kilonun iki katını alırsın.  Mesela ben 6 ayda 10 kilo verip balon çıktıktan sonra 3 ayda…

Read More...

62 kilo veren Emel’den mektup var…

O artık başarmış, ideal kilo özgürlüğünü yaşamış biri….   “”18.01.2016 tarihinde başladı sizinle bu yolculuğum, tam tıkandığım yorulduğum bir dönemde çıktınız karşıma, sizinle bu yola girerken tek düşündüğüm aman en fazla 1 ayım gider olmuştu, su an olduğum yere bakıyorum da 1 ayım gitmedi bir ömür kazandım sizinle bu yolda.Hayal ederken bile benim bile acaba dediğim bir yerdeyim su an. 1 yılda bedenim,zihnim,hayatim, hayallerim bile değişti. Likya ile tanıştım sayenizde sınırlarımı keşfettim, kendime bile itiraf edemediğim bir hayaldi ve gerçek oldu orada yaşadıklarım, 2 dakikada insanin duyguları nasıl 180 derece değişir bunu öğrendim sizinle, bazen bir anne,bazen en yakin dost,bazen öğretmen oldunuz bana, hayatimin tüm alanında yer aldınız bu sure zarfında size zaman zaman hayatıma her alanını sizinle paylaşırken sizi zorluyor muyum dediğimde “emel bu benim hem isim hemde zevk alarak yaptığım bir şey bu bir süreçse bu surece her şey dahil dediniz”her zaman, sizinle ideal bedene son 7 kaldı heyecan dorukta hemde çok…İyi ki hayatıma girdiniz sizi seviyorum. Evet bu süreç bir gün gelecek bitecek biliyorum ama siz benim bir omur hayatımda olacaksınız bir dost bir arkadaş bir abla olarak…”” Sevgili Emel bu satırları yazarken 62 kilodaydı. Artık ideal kilosunda ve tam 56 kilo. Başaranlar listesine adını yazdırdı…  

Read More...

ZAYIFLAMA SIRRI

 HİKAYE HEP AYNI; “MUTLULUK AZ SONRA……” Sistem ne der? “ARA ama asla BULAMA!” İşte tüm kilolu insanlar çözüm arıyor ama bulamıyor, çoğunluk tarafından esaslı bir biçimde sorgulanmadığından sahte çözümler gücünü ve popülaritesini kaybetmiyor. . Bir maske çıkartılıyor başka bir maske takılıyor. Ama hiçbir yere varılmıyor. Bir ömür boyu sürüp giden işe yaramayan yöntemlerde sizce de yanlış bir şeyler yok mu? Birçok kilolu her insan kendini bu şov dünyası içinde kaybediyor ve ne yapsa da kısır döngünün içinden çıkamıyor. Koşarak bir yöntemden diğerine geçiyor. Emeksiz çözüm arayanları, ilk önce kendini kandırmak isteyenleri kandırmak ve avutmak için çok başarılı bir sistem kurulmuş durumda. Öncelikle kendini temelden sorgulamaya başlamadan, bağımlılıklarından vazgeçmeyi göze almadan doğru yolu bulman mümkün değil. Yöntemlerin çoğu çözüm bulmak yerine seni kendi ürünlerine bağımlı kılmaya çalıştığından bu kısır döngüden kalıcı olarak kurtulmak mümkün olamıyor. Çünkü sorunu çözmeye çalışanlar sorunun bir parçası iken kendi kendini yok etmesini beklemek ne kadar akıllıca olabilir? Düşünün ki bir polis cinayet işlemiş ve o cinayeti çözme görevi de o polise verilmiş. Biz de onun kendi kendini yakalamasını bekliyoruz. Arıyorsun ama bildiğin şeyi, sana sunulanı arıyorsun…İçinde yaşadığın sistemin yarattığı kollektif bilinç etkiliyor seni de. Onun için başarısızım deme “henüz hiç başlamadın” Okumaya devam etmek için tıkla http://baharpancukdeniz.com/zayiflik-mutluluk-mudur/

Read More...

BAŞKALDIRIYORUM

Zayıflama yolculuğunda başarısızlığa uğrayan insanlar, yöntemler, oburluk sanılan şey sonucu alınan kilolar ve bunları yaşarken bu yolda yalnız olmadığımız…. İster istemez kendimi, kendi kilo alıp verme serüvenimi düşündüm. 2-3 kilo ile uğraşıp durdum yıllarca. Sonra 3-4 kg olduğunda Int. Slimming Center’a gittim. Kilolar bir aşağı, bir yukarı, geçti gitti yıllar. Henüz gerçekten şişman görünmediğim için çok da umursamıyordum herhalde. 

Read More...

HAYATINI DEĞİŞTİR!!!

Mutluluk bir beceriymiş meğerse, bir tavır, bir çaba, bir kararlılık… Neye sahip olduğumuzla hiiiç ama hiç ilgisi de yokmuş. Kendi sorumluluğumuzu aldığımız zaman illüzyonlara da ihtiyacımız kalmayacak ÖZGÜRLÜK; “Bir ucu cehenneme, diğeri cennete uzanır. Aynı merdivendir; seçim senindir; yönü sen belirleyeceksin.” demiş Osho. Bence de; Hayatta geldiğimiz nokta seçimlerimizin sonucu. ‘Ne yaşıyorsanız, ne hissediyorsanız ben de yaşadım. Başarısızlıkları, çaresizliği, vazgeçişleri, umutsuzluğu ve taktığımız maskeleri, çok iyi biliyorum.’ Ama şimdi sanki 30 undayım öyle hissediyorum. İdeal kilo özgürlüğümdür diyorum ya boşuna söylemiyorum bunu. Enerjim arttı, coşkum arttı, neşem arttı, engellerim kalktı. Mesele kaç yaşında olduğun değilmiş, mesele kendine nasıl davrandığın ile ilgiliymiş. 47 yaşımda 47 kilo verdim ya, 30 lu yaşlarımdan çok daha sağlıklıyım. Omuzlarımdan 2,5 damacana suyu aldılar, kölelik bitti… Her şey sadece ve sadece bizim ellerimizde. Deneyin, yeniden deneyin, bir daha deneyin, daha iyisini deneyin, kendinizi aşmayı deneyin. İşte tam bu noktada YAŞAM size muhteşem kapılarını açacak. Biliyor musun üzülmek, ah vah demek, başaranlara bakıp hayal kurmak hiç bir işe yaramıyor. Sadece kendimizi oyalıyoruz. Başlamaya cesaret edemeyince bir sürü şeyin arkasına saklanıyoruz. Zamanım yok, çocuğum var, param yok. Oysa ki çocuk varsa daha çok hareket etme şansına sahipsin, paran yoksa yollar bizim, evde yapılabilecek bir sürü Harika video var. Gerçek…

Read More...

Nerede Hareket Orada Bereket

Bilindiği gibi dünyayı çevreleyen bir manyetik alan mevcuttur. Bu alan dünyamızı güneş vs. dış etkenlerin zararlı etkilerinden koruyan MANYETOSFER bölgesidir. Yaşadığımız yerin yaklaşık 3.200 kilometre kadar altında, dünyanın eriyik çekirdeğinde olan bitenler, biz farkında olmasak da, hayatımızın her gününe tesir ediyor. Burada; yaklaşık 5.700°C’deki, çoğunlukla sıvı demirden oluşan ve ayın hacminin üçte ikisine yakın büyüklüğe sahip olan devasa okyanus, görünmez bir kuvvetin oluşumunun sorumlusu: Dünyanın manyetik alanı. Jeodinamoyu göz önünde bulunduran kurama göre; sıvı demirin hareketi sonucu bir elektrik akımı oluşur ve bu akım manyetik alanların oluşumuna sebebiyet verir.Yüklü metal parçacıklar manyetik alanlardan geçerek devamlı ve döngüsel bir elektrik akımı yaratır. Çekirdekteki sıvı metalin daimi hareketine bağlı olarak bir miktar manyetik alan oluşur ve bu alan çekirdekte yeni akımlar oluşturur. Bu akımlar ise daha fazla manyetik alana sebep olarak geri beslemeli bir döngü yaratır. “Dünya’ nın manyetik alanının kaynağı nedir ?” Mariner 2 ile yapılan araştırmalar sonucunda Venüs’ün çekirdeği demir içermesine rağmen bir manyetik alana sahip olmadığı anlaşılmıştır. Venüs’ün 243 dünya günü olduğu ve dinamo etkisi yaratmak için çok yavaş olduğu bulunmuştur. Manyetik alanın oluşumunun dünyanın dönmesi ile ilişkili olduğu açıktır. Çünkü Venüs ünde çekirdeğinde dünyanınki gibi demir bulunmaktadır, fakat dönme periyodu ölçülebilir bir manyetik alan oluşturmaz. Yani manyetik alanın oluşumu dünyanın yeterince hızlı dönmesine bağlıdır. Burada iki vazgeçilmez unsur vardır: elektrik akımı ve yeterli hızda…

Read More...

MİNİMALİZM…

Özünde, minimalizm, en değer verdiğimiz şeylerden bizi uzaklaştıran her şeyin kaldırılmasıdır.  Modern kültür, iyi bir yaşamın, ‘biriktirdiğimiz şeylerle’ ve ‘mümkün olduğu kadar çok şeye sahip olmakla’ olacağı yalanını anlatır durur. Daha fazlasının daha iyi olduğuna ve bir mağazadan alış veriş yaparak mutluluğunu satın alabileceğin fikrine inandırmak sistemin sürekliliği için gereklidir ama konuya bizim mutluluğumuz için baktığımızda yanılıyorlar.   Hayatımız alelacele sürekli koşuşturmakla geçiiip gidiyor. Yapmak istediğimiz şeyler için hep gelecekte bir günü seçiyoruz ama yarın hep yarın olarak kalıyor. Çok stresliyiz, kaygılıyız, hastayız. Fazla yemekten hastayız, fazla yemek için daha çok almak için fazla çalışmaktan hastayız. Kredi kartlarını ödemek için uzun, tutkulu saatler çalışıyoruz, ancak borçları daha da arttırıyoruz. Bir etkinlikten diğerine koştururken etkinliğin özünü kaçırıyoruz. Minimalizm hayatı yavaşlatır ama istediğimiz hayatı yaşayabilmemiz için yavaşlatır ve bu modern histeriden kurtulup, daha mutlu yaşayabilmemiz için bizi özgürleştirir. Bu kısır döngüden ayrılma özgürlüğü buluruz. Sadece esasları korumaya çalışıp anlamsızlığı ortadan kaldırmaya ve anlamlı olanı sürdürmeye devam ediyoruz. Ve bunu yaparken, hayata değer katan, anlam katan çabalara değer veriyoruz. Minimalizm, sahip olma hırsından (tutkusundan) kurtulma özgürlüğünü getirir. Tüketimciliğin koşu bandından ayrılıyor ve başka yerlerde mutluluk arayışına girmeye cesaret ediyoruz. İlişkilere, deneyimlere ve ruhsal bakımlara değer verip bunu yaparken de hayatı buluyoruz. Bana gelirsek; şimdiye kadar eski kıyafetlerimin% 50’sini, kitaplarımın…

Read More...

Gerçekten de özgür düşünebiliyor muyuz?

Beynimiz gerçekten özgür düşünce mi üretiyor yoksa kontrol altında mı? Belli davranışlara yönlendirilmek için hangi yöntemler kullanılıyor ve bizler ne kadarının farkındayız? Kontrol edilen zihin ikna ve telkine açık hale gelir ve istenilen davranışları farkında olmadan yapmaya başlar. Eğitim, bir ürüne yönlendirme, alışkanlıklar kazandırma, bağımlılık yaratma, reklam, kışkırtma, sürü psikolojisi oluşturma, manüpilasyon uygulamalardan bazıları. Gün geçtikçe de akıl sağlığını korumak güçleşmektedir. Basın, sinema, diziler, haberler, reklamlar vs ile yapılan telkinlerle kontrol alanı oldukça geniş bir alana yayılıp davranış biçimlerimiz etki altına alınıyor. Konu zayıflama olunca bu durum daha da ciddiyet kazanıyor. Çünkü ince ve seksi olmak pazarlanırken ve buna ulaşmak bağımlılık derecesinde arzulatılırken oluşan zayıf noktamız tuzağa düşürülüyor. Zayıflamak için sunulan ve gerçek değeri olmayan pazarlama materyallerinin peşinden koşuyor, her yolu deniyoruz. Diğer taraftan başka bir sektör gıda maddelerinin içine koyduğu MSG gibi katkı maddeleriyle o gıdalara bağımlı olmamızı sağlıyor. Sonuçta çarkta koşan hemstırlar gibi sonuçsuzca dönüp duruyoruz. İki kilo verip 5 kilo alıyor, 5 kilo verip 10 kilo alıyoruz. Bir yandan ince olmak arzulatılıyor, öte yandan tüketim kamçılanıyor, tüketilen gıdaların içi katkı maddeleriyle dolduruluyor ve bağımlı kılınıyoruz. Sonra zayıflama ürünleri yada destek ürünler pazarlanıyor, olmadı ameliyata giriyoruz o da olmadı değişik programlara katılıyoruz ama sonra diğer çarkın içinde tekrar…

Read More...

RUH-ZİHİN-İDEAL BEDEN

Kimde muhteva (içerik), şekilden ağır basıyorsa o yontulmamıştır, kimde şekil muhtevadan ağır basıyorsa o yüzeysel bir insandır, kimde muhteva ve şekil aynı ağırlıktaysa o seçkin bir insandır” der Konfüçyus. Doğru bir hayat duruşu; beden, ruh ve zihin olarak sağlıklı ve dengede kalabilmekten ibarettir. Bir hedefin bir amacın varsa ve karar verdiysen yeni bir sen olmaya, yapman gerek tek şey harekete geçmek. Olana kadar. Nasıl ki bir çiviyi çakmak için uygun bir çekiçle defalarca vurmak gerek, bir kez vurduğunuzda duvarda durabilir ama bir şey astığınızda yere düşmesi kaçınılmazdır. İki kere vurduğunuzda biraz daha güçlüdür ama ağır bir şeyi hala taşıyamaz. Bununla beraber beton çivisini ahşap çivilere uygun küçük bir çekiçle çakamazsınız. Sağlam olabilmesi için uygun olan çekiçle kezlerce vurarak çakmak gerekir. Bizimde hedefe ulaşıp orada kalabilmemiz için yapmamız gerekenleri tekrar tekrar yapmamız gerekir. Burada ki en önemli ayrıntı doğru çekiç yani doğru adreste olmaktır. Aklımızı ipotek etmeden, uygun olan doğru seçimler ve gerekli zaman ve çabayı harcamak. İşte başarının sırrı. Bizim zayıflama yöntemimiz kişiye özel, Çünkü; Kilo Problemi Yaşayanlar için Beden-Zihin-Ruh dengesinin sağlanması şart! Sen özelsin!!! Biz de bunun farkında olarak; sağlıklı yaşama ve fit bir bedene kavuşmak isteyenler için beden, zihin ve ruh dengesinin kurulması çalışmaları ile kalıcı zayıflamanız için…

Read More...